5.04.2014

Bir İstanbul akşamında İtalyan esintisi


Dün akşam arkadaşlarla Zorlu Center'daki Eataly'e gittik. Sloganları da şu: "Eataly is Italy!" Wauuww ne kadar da yaratıcı.. Şaka, şaka.. Gerçekten öyle aslında :) Dün akşam italyada bir akşam yemeği yedim döndüm modundayım ben de şu an. Ahh bir de diyet derdim olmayaydı iyiydi...

Arkadaşlarım sağolsun hep formda oldukları için pizza ve makarna yemekten asla çekinmiyorlar benim gibi.. Eh ben de artık diyeti asla bozmıycam moduna girmemden mütevellit yine organizasyon aşamasında çıkıntılık yapıp " Yaa pizza bölümüne gitmesekkk.. :(" diye bir cevap attım ama 14e 1 oyla demokrasinin gerektirdiği oldu işte sonunda. Ahh şu demokrasi.. Uzun zamandır hiç yüzüme gülmedi meret. 

Herneyse. Tatavayı bırakıp mekanla ilgili biraz bilgi vereyim. Koskocaman 3 katlı, her katında envayi çeşit şarküteri ürünü, şarap, zeytinyağı, kahve, çay vesaire satılan ve restoran bölümleri farklı farklı olan bir mekan. İtalyan havası bu devasa mekanın her noktasında buram buram hissediliyor. Öyle ki, menude veya reyonlardan birinde yazan bir kelimenin türkçesi nedir acaba? diye sormadan illa ki çıkmazsınız bu mekandan.

En revaçta olan bölüm ise herkesin tahmin edebileceği üzere pizza ve makarna yapılan restoran kısmı. Bu tarafta bir masaya oturduğunuzda garsona yalnızca pizza-makarna menusundeki siparişlerden verebiliyorsunuz. Eğer başka bir bölümdeki restoran menusunden bir şey yemek isterseniz oraya kendinizin gidip tepsiyle yemeğinizi alabileceğinizi söylüyorlar. Zira 15 kişilik masada bir tek ben tıpış tıpış balık restoranı kısmına gidip şöyle bol salatalı bol ızgara sebzeli müthiş doyurucu ızgara levreğimi alıp, dört bir yanı fırından yeni çıkmış pizza kokularıyla sarılı masaya geri dönüp oturdum.

Masaya oturduğunuz an ortaya kese kağıdında rustik ekmek ve banarak yemeniz için son derece lezzetli bir zeytinyağı da getiriyorlar. Allahım bu nasıl bir işkence! Bizim gibi kaliteli zeytinyağına hasret Egelilere yapılır mı bu? :( Sağımda solumda uçuşan odunda pişmiş pizzalara dayanıp bir dilim dahi yemeden durabildim ama o  muhteşem rustik ekmeğe ve küçük bir kase zeytinyağına daha fazla karşı koyamadım. Ekmeklere aşığım galiba! Zaten sürekli evde ekmek yapasım ve onları kuru kuru mideye indiresim geliyor. Diyetisyenim de bunu hissetmiş olacak ki günde 1 dilim ekmekten fazla yemiyceksin dedi bana sağolsun :)


Bu kadar ekmek muhabbeti yapıp yiyememekten mütevellit geçen haftalarda yaptığım ancak yazmaya bir türlü fırsat bulamadığım muhteşem focaccia ekmeği tarifini yazmanın vakti geldi.




Eataly'deki focaccialardan hiç yemedim ama ekmek yememe izin verilen en yakın zamanda gidip onları o muhteşem zeytinyağı ile birleştirip mideme inmelerini sağlıycam!

Bu tarifi yine çok güvendiğim TheKitchn sitesinden birebir uyarladım ve sonuç her zamanki gibi beni şaşırtmadı. 

Biberiyeli Focaccia Ekmeği

(2 orta boy ekmek için)

Malzemeler:


1 paket aktif kuru maya (1 tatlı kaşığı)
1+3/4 su bardağı ılık su
3 su bardağı un
1 su bardağı tam buğday unu
2 çay kaşığı tuz
4-5 dal taze biberiye (yaprakları sapından ayrılıp doğranmış)
4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tutam deniz tuzu

Yapılışı:

Mayayı ılık su ile beraber bir kasede karıştırıp kabarcık olana dek bekletin. Bu mayanın aktif hale gelmesi için çok önemli ve suyun da mutlaka ne sıcak ne soğuk, yani ılık olması gerekiyor. Çünkü maya çok sıcak veya soğukta ölüyor.

Hamur karıştırma aparatlı robotunuz varsa robotta, yoksa başka büyükçe bir karıştırma kasesinde un ve tuzu karıştırın. Maya aktifleştikten sonra mayayı ve 2 kaşık zeytinyağını da ekleyerek güzelce yoğurun. Hamurun biraz nemli ama yapışkan olmaması gerekli. Hamuru yuvarlak top haline getirin ve 2 çay kaşığı kadar zeytinyağı koyduğunuz başkaca temiz bir kasede yuvarlayıp her tarafı zeytinyağı ile kaplanana kadar çevirin. Üzerini bir bez ile örtüp oda sıcaklığında 2 saat kadar mayalanmaya bırakın. Bu süreçte hamurun 2 katına çıkması gerekli.

Hamur 2 katına çıktıktan sonra, yuvarlak veya dikdörtgen bir fırın tepsisinin taban ve kenarlarına 1 çay kaşığı kadar zeytinyağını elinizle yayın. Ben çok büyük olmasın hepsini yerim diye bu aşamada hamuru 2ye bölüp diğer yarısını başka zaman pişirmek üzere buzdolabı poşetine koyup buzluğa attım. Bu tarifteki hamurun yarısı 20 cmlik yuvarlak bir fırın tepsisine tam oldu. Siz de duruma göre daha geniş bir fırın tepsisini ayarlayabilirsiniz.


Hamuru tepsiye yerleştirdikten sonra biraz yumruklayıp çekerek tepsinin her tarafını kaplamasını sağlayın. Tabi hamurun tüm tepsiyi kaplaması da şart değil. Keyfinize göre... Bu aşamada fırın tepsisi üzerinde yine bir 30-40 dk kadar üzeri kapalı bir şekilde oda sıcaklığında bekletmemiz gerekiyor hamuru.

Hamurumuz pişme aşamasına geldiğinde fırını 220 dereceye ayarlayın.


Fırın ısınırken, sapından ayırmış olduğunuz taze biberiyeleri hamurun üzerine serpiştirin ve parmaklarınızla müdahale ederek hamura yapışmasını sağlayın. Üzerine birazcık deniz tuzu (hani şu marketlerde satılan öğütme tuzları) serpiştirip 2 yemek kaşığı kadar zeytinyağını da gezdirdikten sonra fırına verin. Hamuru fırına koyarkoymaz fırının ısısını 190 dereceye düşürün.

20-30 dk arası pişme süresi oluyor. Ara ara kontrol edin, üzeri altın rengi oldugunda pişmiş demektir. Fırından çıkarıp bir 5-10 dk soğumasını bekledikten sonra hemen servis edin. Kalan kısmını biz dışarda beklettik, ertesi gün yediklerimiz de çok lezizdi. Bu ekmek yanında hiçbir şey olmadan kuru kuru bile inanılmaz lezzetli.






4 yorum :

  1. Çok lezzetli görünüyor gerçekten. Kendi siteme de beklerim.
    www.yemekdeyemek.net

    YanıtlaSil
  2. eatly anıları paylaşmaya değer, ben de yazımı hazırladım, çok yakında:)))

    YanıtlaSil
  3. nefis görünüyor ellerinize sağlık bana da beklerim sevgiler

    YanıtlaSil