31.05.2014

Kahve Kremalı Brownie. Geçmişten geriye kalan..


İlk bölümünden başlayıp sonuna dek izlemeyi başarabildiğim tek türk dizisi Çemberimde Gül Oya. İnsanların da duyduğunda hayretler içinde kaldığı üzere Bizimkiler veya İkinci Bahar gibi dizilerin bir bölümünü dahi baştan sona izlememiş bir insan olarak bunun benim için büyük bir başarı olduğu söylenebilir. :)

Daha çok 1970-1980 yılları arasında geçen, '80 darbesinden sonra insanların hayatları nasıl değişti çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren, aşk, arkadaşlık, bağlılık, aile temalarının incelikle işlendiği muhteşem ötesi bir dizidir gözümde. Bu dizide en çok aklımda kalanlardan biri ise, o dönemlerde dizideki karakterlerin herhangi bir şekilde kahve bulduklarında deliler gibi sevinmeleriydi. Ne tuhaf değil mi? Şimdi peynir ekmek gibi tükettiğimiz ve sabahları, öğlenleri içmeden kendimize gelemediğimiz kahve çok değil 30-35 yıl önce annelerimiz babalarımız için bulunması oldukça zor lüks ihtiyaçlardan biriymiş.. Kahvesiz bir hayat düşünemiyorum gerçekten. Ramazan ayında oruç tuttuğum zamanlarda da su ve yemekten çok kahvenin eksikliğini hissediyordum ne yalan söyleyeyim. Bağımlıyım birazcık sanırım! 

Bundan 30 yıl sonra hayatımızda bu bağlamda neler değişecek kimbilir.. Belki de diyeceğim ki, "Eskiden kocaman ekranlarda, klavyede saatlerce uğraşıp yemek tarifleri yazıyordum. :)" Ama düşününce, daktilodan bu yana pek bir şey değişmediği de aşikar. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin yazmanın bu güzel nostaljik gerekliliği geçmeyecek bence. :) O değil de kahve kahve deyince canım çok çekti şu an, kahve eşliğinde yazmaya da bayılıyorum, bir bardak koyup tarifime devam edeyim...

Birkaç ay önce yine bir kitapçıda yemek kitaplarına bakarken dikkatimi çeken bir kitap olmuştu. Dessert kitabını çok beğendiğim Alice Medrich'in Kurabiyeler (Cookies) kitabı. Hiç düşünmeden alıvermiştim tabi. Neredeyse 1 aydır tatlı baabında kalorili herhangi bir şey pişirememenin verdiği açlıkla "Yiyemeyecek olsam da pişirmem lazım artık!" diye dün akşam evdeki tüm tatlı kitaplarına saldırdım. Alice Medrich'in son aldığım kitabındaki enteresan tarif çok ilgimi çekti ve denemeye karar verdim. Bildiğimiz brownie kekinin arasına kahve kreması yapıp karıştırmış sayın Medrich. Oldukça ilgi çekici!

Sonucun da oldukça ilgi çekici olduğunu söylemeliyim. Tam istediğim kıvamda, hafif nemli ve inanılmaz lezzetli bir brownie keki çıkıverdi ortaya. Yanında bir fincan sütlü kahve ile servis edilmezse yazık olur, benden söylemesi :)

24.05.2014

Çilekli Yulaflı Diyet Muffin


Çilek deyince aklıma hep küçük kız çocukları geliyor. Yüzyıllardır birçok toplumda kök salmış olan kız bebekler pembe, erkek bebekler mavi giyer algısından herhalde. Ne kadar enteresan ve somut bir nedene bağlı olmayan bir gelenek olsa da toplumdaki her yaştaki bireyde  etkileri görülen bir husus bu. Böyle gelmiş, böyle gider normlarımızdan yalnızca bir tanesi aslında.

Biz küçükken Strawberry Shortcake diye bir çizgi film vardı. Okul çağındaki kızların kalemkutularında, silgilerinde, beslenme çantalarında hatta sırt çantalarında da sıklıkla taşımaktan zevk aldığı sevimli bir karakter.. :) Bizim aslında her özel günde masanın orta yerinde mutlaka bulunan pasta dediğimiz kremalı meyveli keklerin Amerikadaki adı da bu: SHORTCAKE. Strawberry Shortcake de bunların arasında en yaygın olanı ve çocukların da en sevdiği pasta Çilekli Pasta.

İşte küçücüklükten başlayarak bol şekerli bol kremalı pastaları yedikçe sürekli kilo sorunu yaşamaya meyilli oluyor bu çocuklar. Ama hayatın tadı da bunları yemeden çıkmıyor yahu! Büyük bir çıkmazın içindeyiz insanoğlu olarak :) Dengeli beslenmeyle sıkıntıların önüne geçilebilir yine de. Çok abartmadan dünyevi her lezzetin tadını çıkarmak lazım değil mi? :)


Bugünkü tarifim baya baya diyet bir tarif. Diyet ötesi :) Tatlı yemeden duramadığım zamanlarda imdadıma yetişen, kolay pratik ve lezzetli bir mini kek. Esinlendiğim yer ise sevgili diyetisyenimin sitesinde yer alan yağsız şekersiz yulaflı muffin tarifi. Birazcık tatlı hissiyatı versin diye şeker de ekledim ben ama un ve yağ hiçbir şekilde yok.

11.05.2014

İstanbul'da turist olmak... Meze by Lemon Tree


Geçenlerde gazetede bir haber gözüme çarptı: Tüm dünyada en çok güvenilen en kapsamlı gezi rehberi tripadvisor kullanıcıları tarafından yapılan bir oylamada 2013 yılında en çok tercih edilen gezi durağı İstanbul seçilmiş! Bir de aynı hafta başka bir gazetede turistler tarafından en güvenilir şehirlerden biri seçilmiş İstanbul ama bu habere nedense pek güvenemedim.. :)

Birden bire aklımıza düştü; sürekli yurtdışında gittiğimiz şehirleri gezerken, her türlü restoranı Tripadvisor puanlarına göre deniyoruz, peki Istanbul için neden hiç bakmıyoruz? İstanbul'u hiç bilmesek, yerli turist değil de yabancı turist olsak nerelere giderdik hangi restoranlarda yemek yerdik kim bilir...

Hemen kolları sıvadım ve biraz araştırdım. Sonuç mu? Tabii ki bir çoğumuzun haftasonları gitmek istediği ilk 3 tercihe girecek Etiler-Bebek-Emirgan civarındaki mekanlardan eser yok. Pek de şaşırtıcı değil aslında bu sonuç. Tarihi ve kültürel değerlerimizin yoğunlaştığı bölgeler Sultanahmet ve Galata civarları nitekim. Ehh bu şehri 3-4 günlüğüne görmeye gelen bir turist de haliyle buralarda dolaşacak. Ama turistler bu civarlarda yemek de yiyor, kahve de içiyor, tatlı da deniyor, gece eğlenmeye de gidiyor. Ve İstanbul'u dünyada en gidilebilir şehir seçiyor!

Tripadvisorda hem en fazla değerlendirmeye sahip hem de en yüksek puanı alan ilk 20 mekandan toplasanız 2 veya 3 tanesinin adını duymuşumdur sadece. Biz de istanbul'da yaşıyoruz diye geçiniyoruz. Pehh!

Herneyse. Bu da bize güzel bir farkındalık yarattı. Artık yeni bir görevimiz var: İstanbulda Turist Olmak

Bu hafta başlıyoruz.



Başlangıç olarak çok da uzak olmayan bir mekanı seçerek Asmalımescit yakınlarında yer alan Meze by Lemon Tree'ye gittik dün akşam. Mekanda hem en uzun oturan hem de tek Türk çift olma unvanını gururla taşıdığımızı söylememe gerek yok herhalde. :) Aslında bu mekan ünlü gurme Vedat Milor tarafından tavsiye edilmiş, yerlilerin de överek anlattığı bir yer. Bir cumartesi akşamı hiç Türk olmaması baya şaşırtıcıydı!

Mezelere gelince...

4.05.2014

Ege usulü zeytinyağlı iç baklalı enginar


Sonunda güneş bize yüzünü gösterdi! Baharın gelmesiyle mutfaklar da şenlendi! Neyse ki 4 mevsimi doya doya yaşayabileceğimiz bir kıtada yer alıyoruz. Ya Singapur'da yaşasaydık? Veya Antartika'da? Ya da neredeyse 4 mevsim soğuk ve yağmurlu İrlanda'da? Birçok konuda dünyanın gerisinde olsak da mevsimsel açıdan yaşanılabilir bir ülke bizimkisi. En azından şimdilik...

Ülkemizden bahsettikçe karamsarlaşıveriyorum hemen maalesef. Nasıl bir coşkuyla başladığım şu yazıyı 1 paragrafta mahvettim :) Neyse. Bu güzel bahar havasında daha fazla can sıkmadan tadına bakabileceğimiz bir diğer dünyevi lezzete girişi yapayım ben en iyisi...

2.05.2014

Bu işte bir gariplik var: Hafif mi Hafif Pırasalı Kiş


İhmal ihmal ihmal!

Tamı tamına 13 gündür mutfak günlüğümden uzaktayım...Keşmekeşlerde, koşuşturmacalarda zamanı yakalayamıyorum bir türlü. Nasıl olacak peki? Bilen bir deyiversin :)


Yılar yıllar geçti, büyüdüm, olgunlaştım, planlı programlı çalışmayı, bugünün işini yarına bırakmamayı ne kadar zor da olsa öğrendim, ama bir türlü zamana karşı yarışmayı beceremedim. Becerebilenler var mı? Maalesef var! Yok diyen yalan söyler, yok diyen üşengeçtir.

Üşengeçlik kanıma işlemiş bir kere, çıkaramıyorum. Çıkardığım nadir zamanlarda da bir bakıyorum delicesine yorulmuşum. Bunun bir optimali olmalı diil mi? Bulduğumda ilk iş buraya yazmak olacak sanırım :)

Bunca laf kalabalığı bunca cakcuk arasından tek bir sonuç çıkıyor işte. Ne çabuk geçmiş yine zaman koşuşturmacalar içinde... Ve ben mutfak günlüğümü ihmal etmişim!