5.11.2014

Remember remember the 5th of November...


V for Vandetta filmini izleyenler bilir. 17. yüzyılda İngiltere Parlamentosunu uçurmak için düzenlenen barut komplosunda Guy Fawkes adlı bir asker görevlendirilmişti ve tam binayı havaya uçuracağı gün yani 5 Kasım günü, yakalanmıştı. İngilizler o günden beri her sene İngiltere'nin bu komplodan kurtuluşunu kutluyormuş havai fişeklerle ve yakılan barut fıçılarıyla.. Bugün yeni bir şey daha öğrendim! :)

Akşam da Calton Hill'e şu kutlamalar nasılmış bakalım diye izlemeye gittik. Aman ne kalabalık! Çoğu bizim gibi meraklı öğrencilerdi tabii ki, İskoç yerlilerden bir tanesinin bile orada olduğunu zannetmiyorum. Calton Hill'in manzarasına bayılıyorum ama, bir de gece manzarasını da görmek için gittim biraz da. Biraz uzaktan ardı ardına atılan havai fişekten başka bir coşkusu olmadı bu gecenin benim için, bir de Calton Hill'in eşsiz gece manzarası tabii ki...

Bugünü ben de gerçekten unutmayacağım çünkü Edinburgh'un gerçek soğuğuyla ilk kez bugün tanıştım. Bere taktığım halde saçlarımın açıkta kalan kısmını ellediğimde ellerimin üşümesi gibi garip durumlarla karşılaştım odaya geldiğimde. Bu kış çok fazla çorba tarifi yazacağım gibi duruyor. Sanırım tatilde eve gittiğimde de ilk işim tarhana getirmek olacak! :)


Dün akşam elde kalan malzemelerimle yapmış olduğum müthiş çorbanın tarifini yazmaya pek niyetim yoktu aslında, ama o kadar lezzetli olunca herkesle paylaşmam gerekmeli diye düşündüm. Bizim yurttaki Avustralyalı kız da biraz tadına baktı ve çok beğendi. Eh bana da tarifi yazmak kaldı işte...

2.11.2014

Sütte Balık ve kuzey ayazında cadılar bayramı


Gelmeden önce Edinburgh'un ayazı da rüzgarı da insanı çarpar dedilerdi de pek umursamadıydım. Son 2 haftadır sürekli bir halsizlik, kırgınlık, baş ağrısı, boğaz ağrısı, mide bulantısı vs. şeklinde devam eden muhtelif üşütme sonrası semptomlarının hepsini gördü şu biçare bedenim. Gurbette hasta olmak bayağı zormuş! 

Avrupalı ve Amerikalı gençlere ilişkin en ufak bilgisi olan herkesin tahmin edebileceği üzere, her özel günü bahane edip sürekli "Let's party guyss!!" modunda dolaşan genç ve dinamik sınıf arkadaşlarım dün akşamki çılgın Cadılar Bayramı eğlencelerinde pek tabii garip kostümler giyip partilerden partilere koştular. Bense, boğazıma şalımı güzelce dolayıp, bardaklarca ılık limonlu-ballı su yudumladıktan sonra müzik filan dinledim odada. Bir daha hayatımda Cadılar Bayramı partisi görür müyüm? Pek sanmıyorum. Bu "çılgın!" deneyimi kaçırmak pahasına da olsa sonunda zihnimi ve bedenimi dinlendirmeyi başardığım için bugün iyileşerek ödüllendirildim ama:) Çok şükür!

Şimdi de kendimi ödüllendirme zamanı. :) Sabah sporumu yaptıktan sonra odaya dönerken 2 adet motivasyon vardı elimde. Biri favori fırınımdan aldığım kahvaltılık leziz İskoç ekmeği, diğeri ise Kuzey denizinde balık avına çıkan balıkçıların günlük getirdiği tazecik morina balığı.


Şimdiyse bugünkü ikinci motivasyonumu pişirme vakti geldi.
Hepimize afiyet olsun :)